Beşiktaşlılık duruşu, galatasaraylılık, fenerbahçelilik, takım kimliği, beşiktaş, süleyman seba, baba hakkı.

Müslüm Kemal Gülhan

17 Kasım 2007

Takım kimliği diye bir kavram

Kişi ve kurumların kendilerine ait davranış şekilleri vardır. Aslında bu bir tepkimeyi de ifade eder. İşte bu tepkimenin oluş şekli ve içeriği kişinin veya kurumun kişiliğini ortaya koyar.

Spor kulüpleri içinde aynı koşullar geçerlidir. Tavrın .davranış şeklin, duruşun, içeriği ve şekli temelde kimliği ifade eder, Beşiktaşlılık, Galatasaraylılık ve Fenerbahçelilik budur.

Önemli hususlardan biri de, bu kimliğin oluşumunun ciddi bir süreç içerme zorunluluğudur. Kurum olabilmenin ana koşulu, uzun zaman dilimde kendi var olma koşullarının belirlenmesidir.

Tabii ki ıoo yıllık kulüpten veya kulüplerden bahsettiğimizde hiçbir tereddüt yaşamadan var olan kimliklerden söz edebiliriz, zaten aksi düşünülemez Dikkat edilecek konu ise, süreç içindeki değişimlere ayak uydurabilecek donanımlara sahip olunmasıdır.

ıoo yıllık kulüp olabilmenin önemli koşulu deyişim ve dönüşüm becerisidir. Becerideki kasıt kulübün felsefesine ve karakterine zarar vermeyecek şekilde deyişimi yaşayabilmektir. Burada ise kulüp kimliğini sırtında taşıyan başkan ve yönetim kurulunun yapısı karşımıza çıkmaktadır.

Konunun en can alıcı noktası burasıdır. Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durum tartışılmaya açık bir kimlik bunalım vakasıdır. Süleyman Seba döneminde kazanılan donanımlar, ıoo yıllık tarihsel sürecin kemikleşmesini sağlamıştır. Çünkü o ve ekibi Baba Hakkı misyonunun süreciydi.

Her ne kadar o dönem, futbolumuzun içe kapalı koşullarının geçerli olduğu dönem olsa da, taraftarı ile yönetimi ile teknik heyeti ile futbolcusu ile 'işte bu bizim takımımız' denebilecek duruş sergilenmekteydi.

Bu duruş 'Beşiktaşlılık duruşu' idi Global anlamdaki gelişim ile futbolun 'Endüstriyel sektör' haline gelmesi bizi zorlayan sürecin başlangıcıdır. Maalesef kulüplerimiz bu süreci yakalamakta çelişkiler yaşamaktadır.

Artık kulüp başkanları ;işletme mantığına ve spor kültürüne sahip donanımlarla kulübü yönetmektedir. İstikrar başarıyı... başarı mali gelişimi... ve marka olma koşullarını doğurur.

Beşiktaş camiasının bilmesi gereken gerçek ise; Beşiktaş'ın şu çelişkili süreç içinde başkanın sahip olduğu birikim kadar yönetilmekte olduğudur. Yönetim kurulu başkan kadardır... "menajer!!! başkan" kadardır ... teknik heyet başkan" kadardır.

Başarısızlıkta sorumluluk almayarak, sorunluyu aramak çözümsüzlüğü ortaya koyar. Bu süreç maalesef kulübün kimliğinin erozyona uğramasına neden olmaktadır. ıoo yıllık takımın kimliği ile oynamak ciddi cesaret isteyen cüretkârlıktır.

» Müslüm Kemal Gülhan Anasayfa