2010 Beşiktaş
Kongresi, Ali Öztürk, Ali Cansun Begeçarslan, beşiktaş, Beşiktaş
Belediyesi, Beşiktaş Genel Kurul Üyeleri, Beşiktaş Kongresi,
Beşiktaş Kongresi 2010, Beşiktaş Kulübü Dernek üyeleri, BJK, Cem
Papila, Evren Gayır, Fikret Orman, Fulya Projesi, Fulya Süleyman
Seba Projesi, Metin Keçeli, Mirceu Lucescu, Murat Aksu, Teknik
Direktör Lucescu, Yasin Sülün, Yasin Yıldız
Hürser
Tekinoktay
12
Ocak 2009
Beşiktaş Kongresi 2010 ve Sıkıntılar
Sevgili dostlar, değerli
Beşiktaşlılar,
2010 Yılı Ocak ayı sonunda yapılacak Beşiktaş Kulübü
Başkanlık Seçimleri Olağan Kongre öncesi Beşiktaş
tarihindeki en ilginç politika ve olayların sergilendiği bir
sürece ne yazık ki hep beraber şahit oluyoruz.
Bu süreçte maalesef Beşiktaş üzerinden birçok nahoş oyunun
oynandığı, camianın değerli insanlarının sağduyusunun
suiistimal edilmeye çalışıldığı bir seçim öncesi yaşanıyor…
Bazı kişiler ya rant, ya işsel ya da politik kaygılarını
(Beklentilerini) ne yazık ki Beşiktaş Seçimlerine alet
edebiliyor.
Şimdi olan bitene hep birlikte bir kez daha göz atalım…
2004 Yılında yaşanan bir sürü tatsız olay ve Cem Papila’dan
sonra olağanüstü kongreye giden Beşiktaş Kulübü Dernek
üyeleri Yıldırım Demirören’i Başkanlığa seçti.
Aslında seçilen Başkan bir sürü tatsız olaydaki fotoğrafın
içinde yer almıyor muydu diyebilirsiniz…
Buna nasıl cevap verilir?…
Gerçekten zor…
Ama Süleyman Abi de sanırım kendisinin bıraktığı zengin bir
mirasın böyle hızla tüketileceğini hiçbir zaman düşünmemişti
ki kontra yakalanan Beşiktaş Genel Kurul Üyeleri Yıldırım
Demirören’i önceki bazı tatsız emarelere rağmen seçmek
zorunda kaldılar.
Tabi Yıldırım Bey’in Babasının Beşiktaşlı oluşu da buradaki
“olumlu kanaat için” en önemli sebeplerdendi.
1.ve 2. Başkanlar Dönemi
Yıldırım Demirören, seçilmesinin hemen ardından 2000–2004
yılları arasında eniştesi olan Haluk Ulusoy Federasyonunda
görevli Murat Aksu’yu listesinin içinden önlere çıkartarak
asbaşkanlığa getirdi.
Murat Aksu’nun birkaç hafta önce Yıldırım Demirören’in
seçilmesinden duyduğu vicdani rahatsızlığını ifade eden
açıklamaları da adeta bu dönemi bize tekrar hatırlattı.
Beşiktaş tarihi için unutulmayacak bir travma olan “11 puan
önde kaçırılan şampiyonluğun” dönemini aktif olarak yaşayan
tanıkların 1. ve 2. Başkan olduğu yeni bir dönem Beşiktaş
için(!) umutlar ile başladı.
1. ve 2. Başkanların öncülüğüyle yeni yönetimin ilk işi
haksızlıklara uğramış efsane 100. Yıl takımını sil baştan
yapmak oldu.
Önce Teknik Direktör Lucescu…
Önce Teknik Direktör Mirceu Lucescu sonra 100.Yıl ve
Şampiyonlar Ligindeki başarılarıyla camianın da çok sevdiği
Guiaro Ronaldo, Zago, Ahmet Yıldırım, Federico Giunti, Yasin
Sülün, Oscar Cordoba, Daniel Gabriel Pancu, Federico Giunti,
Tümer Metin gibi oyuncular peyderpey takımdan gönderildi.
Bu isimlerin yanında özellikle Ali Cansun Begeçarslan, Evren
Gayır, Ali Öztürk, Yasin Yıldız gibi alt yapı geleneği için
önemli gençler de heba edildi.
Sadece bunla kalsa iyi. Dönemin en başarılı ümit milli takım
oyuncuları Okan Koç, Ümit Aydın, Sinan Kaloğlu, Çağdaş Atan,
Eser Yağmur gibi istikbal vaat eden milliler de
gönderilenler kervanına katıldı.
Yerlerine alınanlar kim mi oldu?
Camianın bir türlü sıcak bakmayacağı Fenerbahçe ve
Galatasaray’ın takımlarından gönderdikleri ve sonradan
Beşiktaş’tan da gönderilecek olan Mustafa Doğan, Okan Buruk,
Ali Güneş gibi bir sürü oyuncular oldu!
Ve tazminatlar içindeki Ricardinho, Kleberson, JuanFran,
Ailton vb. gibi yabancılar…
Lucescu ile kontrat yenilemeyen ”Başkanlar” önce Matheus
diye yola çıkıp malum Vicente Del Bosque, Rıza Çalımbay,
Tigana, Mehmet Ekşi, Tayfur Havutçu, Ertuğrul Sağlam’a kadar
bir dizi teknik adam macerasını Beşiktaş’a yaşattılar…
Bu arada teselliyi Bolton’a otobüs kaldırmakta bulan
idareciler bile maalesef bu süreçte görüldü!
Tabii bu hızlı devinimin içinde Sinan Engin, Gordon Milne,
Ali Gültiken vb gibi yüksek tazminat ve bütçelere mal olan
menajer ve diğer görevliler de yer aldılar…
Az tazminat ödenen veya istikrar açısından Kulübe zarar
veren diğer kulüp çalışanlarının da bu sil baştan furyasında
olduğunu da unutmayanlar bolcadır mutlaka…
1. ve 2. Başkanlar dönemindeki ihtilaflar
2004–2007 arasında kazanılan en önemli kupanın Ulusoy
ailesine armağan edilmesi de dahil 1. ve 2. Başkanların
ihtilaf yaşadığını ne yazık ki hiç duymadık…
Tabii bizim bildiğimiz sadece TFF başkanlık seçimlerinde
Ayhan Bermek ve Haluk Ulusoy arasındaki siyasi baskıların
tavana çıktığı dönem hariç!
Aslında 1.ve 2.Başkanların ihtilafı pek yokken Reha Muhtar,
Koray Büyükasar, Hakan Kalkavan, Latif Ayaz, Adnan Demir ve
Murat Ürünsak, Gülnaz Arsel, Emir Tamer, Celalettin Kolot
birçok yönetici çeşitli nedenlerle Yönetim Kurulu görevinden
istifa etmişti.
Şimdi ise 1. ve 2. Başkanlar kulübün 400 Milyon TL borcu
hakkında mütabakata varmak istiyorlar !
Meşhur Fulya Projesi;
Süleyman Seba, şampiyonluklarla dolu, saygı duyulan ve
borçsuz bir miras bırakmıştı.
Bunu inkâr etmek zaten mümkün değil…
Tabi bu kadar büyük bir miras bırakırken bazı sıkıntılar
yaşanmış olabilirdi.
Ancak “Saygı Duyulan bir Beşiktaş” sözün bittiği son yerdi.
Süleyman Seba bu mirasları bırakırken, bir de Beşiktaş
tarihinin en büyük projesi olan Fulya Süleyman Seba
Projesi’ni camiaya hediye etti…
Evet, Fulya Projesi…
1. ve 2. Başkanlar dönemini de kapsayan, 2005 Yılında
ihalesi yapılmış olan meşhur Fulya Projesi ;
2005’li tarihlerde 16 kat azami yükseklikle tartışılmaya
başlayan proje,
2006 yılına girildiğinde bir sürü ihtilaf ile işlerin
içinden çıkılmaz hal alıyordu.
İhale oluştuğunda max. 24 kat çıkma hakkı olan mütehaitin
ikiz kuleleri bir anda uzamaya başlıyordu.
Projede ön taraf müteahhitin, arkadakiler Kulübün olduğu
için ön uzadıkça arka taraf kısalıyordu!
Veya bir başka deyişle ek kazanımlar süratli bir şekilde
müteahhit lehine gelişiyordu.
Oysa arsa sahibi ve sözleşme tarafı
BJK olmasına rağmen!
Bu arada Yönetim Beşiktaş Belediyesi ile ihtilafa
tutuşuyordu! http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?h_no=7190
Ama iş işten geçiyordu.
08 Kasım 2005 Tarihinde ilgili
müteahhittin İskan Müdürlüğüne 13764 kayıtlı dilekçesiyle
yapılan başvurusuyla zaten ihale sonrası yeni bir ihale
başlıyordu…
Neden mi?
İhale tarihinde yapılan etüt incelemede müteahhitin sahip
olduğu alana 24 kat sınırı verilen bu limit meğerse SEHVEN
yazıldığından!
Peki, ne kadar SEHVEN?
Ne kadar olacak Limitsiz SEHVEN!
Müteahhit ne kadar çıkarsa çıksın SEHVEN!
Aynı Fulya’da yaptığı basın toplantısında kendi ağzıyla
söylediği kadar SEHVEN!
İsterse 36 ….
İsterse 46…
İsterse 56…
Peki, bu katı SEHVEN kuramıyla çıkarsa
ne mi oluyor.
Müteahhit’ e ait olan ikiz kuleler ne kadar yükselirse,
arkadaki BJK ait olan kuleler SEHVEN güdük kalıyor… O kadar!
Zaten müteahhit de 2010 Ocak ayının ilk haftasında % 67- %33
oranın sadece politik olduğunu bu oranın gerçekte % 55- 45
olduğunu açıkça kendi ağzıyla söylüyor.
Aynı bizlerin 4 yıldır söylediği gibi!
Bir de 3. Aday Kaosu
1.ve 2. Adayı içine sindiremeyen ciddi bir kesim var
Beşiktaş içinde….
Bu sağduyulu Beşiktaşlılar bir çare arayarak haklı olarak 3.
bir aday umudu taşıdılar…
Hiçbir spekülasyon içine girmemiş olan 3. Bir isim…
Bu 3. İsimlerden birine ”Paralı başkan” yakıştırması ve “25
Milyon USD” rakamlarının talihsiz telaffuzu hiç sevimli
değildi..
Bu sevimsizlik sonrası 3. aday alternatifi Beşiktaş Belediye
Meclisinde görevli olarak bilinen Metin Keçeli isminin
ortaya atılmasına kadar geldi.
Kadar geldi diye ifade ediyorum çünkü Fulya kavgası ne yazık
ki bu belediyenin görev sınırları içindeydi.
Bu bile Metin Keçeli gibi Beşiktaş Camiasında eski bir ismin
yıpranmasına yol açabilirdi.
Bu fikri destekleyenlerin arasında da iki dönem önce
Yıldırım Demirören’e sadece birkaç oyla kaybeden Fikret
Orman’ın bulunması herkese ilginç geldi.
Neticede Fikret Orman şimdi kendisi aday olmayacaksa ne
zaman olacaktı?
Böyle bir dönemde seçim kaybetme riski varsa bir daha nasıl
seçim kazanmayı düşünebilirdi.
1.ve 2. Adayı beğenmeyen Beşiktaşlılar Fikret Orman’ın
neredeyse her fikrine tam uymayı düşündüler…
Neredeyse hiç akıllarından geçirmeyenler bile neredeyse
Metin Keçeli adaylığını açıklasa oylarını Keçeli’ye
vereceklerdi.
Metin Keçeli aylarca aday adayı olmayı düşündü taşındı.
Sonunda aday adayı olmaktan vazgeçti.
Kanımca da iyi yaptı.
Çok yıpranabilirdi.
Neticede kendisi 1999’dan 2009’a kadar Belediye Meclisinde
Görevli bulunuyordu.
Üstelik 2009 Martından itibaren Beşiktaş Belediyesindeki
İmar Komisyonu üyesi 4 kişiden biriydi…
Beşiktaş İlçesinde İMAR konusundaki en yetkili 4 kişiden
biri…
Ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesinde de Beşiktaş ilçesini
temsilen görevli 5 kişiden biri…
Hiç olmazsa ciddi bir yıpranma riskinden şimdi uzakta..
Böylece de Beşiktaş’a ve Beşiktaş Kulübüne daha verimli
hizmet etme şansına sahip.…
Metin Keçeli’nin bu açıklamasıyla Demirören seçilirse Kulüp
felakete girer açıklamalarını sürdüren Fikret Orman’ın 3.
Aday olarak çıkmasını bekleyenler çoğaldı.
Neticede onlar da haklıydı..
Fikret Orman 2–3 yıldır olmadığı kadar aktif bir izlenim
veriyordu…
Ancak O; “Ben aday olsaydım bunu basına açıklardım” diyerek
verdiği demeç ile son noktayı önceki gün koydu…
Kendisine inananlar sadece işin bu tarafını basından
öğrendikleri anda umutları bitmişti.
Peki, şimdi ne olacak?..
“Beşiktaş Kongresine birkaç gün kaldı 1. Ve 2. Başkanlar
gittikçe birbirine karşı sertleşiyorlar, partiler
aktifleşiyorlar, kamu görevlileri şaşırıyorlar. Ne
yapacağız” derseniz…
Onun da cevabını haftaya hep beraber veririz.
"
Saygı ve Sevgilerimle,
H.Tekinoktay
Not; 2004 Öncesi ile ilgili bazı hatıraları canlandırmak
evya bu durumlara nasıl gelindi diyenler için,
29 Eylül 200t tarihinde Birgün Gazetesinde yayınlanmış bir
yazı
http://www.hursertekinoktay.com/yorumsuz.htm
Hürser
Tekinoktay
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of
|