Aziz Yıldırım, Fenerbahçe
Kulübü, BJK 1903, Türkiye Futbolu
Müslüm Gülhan
17 Temmuz 2009
Aziz Yıldırım'ın Kaygıları
Kulüplerin kimliklerinin kabul
görmesini sağlayan en önemli iki faktör; tarihsel sürece
sahip olmaları ve süreci bozmadan kazandıkları istikrarlı
başarılardır.
Fenerbahçe Kulübü 1907’de kurulması ile beraber, 1903’de
oynanmaya başlayan lige katılmasıyla, günümüze kadar süren
bir devamlılığa sahiptir. Başlı başına bu tarihsel olgu,
Fenerbahçe’ye Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük takım olma
sorumluluğunu edindirmiştir.
İşte bu kimlik aynı zamanda ona ciddi bir misyon da
yüklemiştir. Hem ‘Türkiye Futbolu’ adına hem de kendi
taraftarına karşı…
Fenerbahçe , Real Madrid, İnter, Bayern gibi, altyapıya
yatırım yapmayıp transfer ve sansasyonel transferlerle takım
kurma prensiplerine sahiptir. Bu bir başarı stratejisidir,
eleştirilse de…
En önemlisi kendi seyircisi ve kamuoyu tarafından kabul
görmüş ve hatta merakla beklenen bir stratejidir. Aynı
zamanda medya için tirajdır…
Şimdi buraya kadar güzel hoş da… Futbolu futbol yapan goller
ve şampiyonluklardır.
Futbolda mikro ve makro dengeler birbirine o kadar yakın ki;
başlangıç hatası bütünü tetikleyebilir…
Ama her şey başarıya bağlıdır, bundan kimse vazgeçemez.
Bizdeki tek fark başarıyı istikrar üzerine değil günlük
beklentiler üzerine oturtmamızdır.
İşte bu nokta, Sayın Aziz Yıldırım için sıkıntılı yerdir.
Kulüp başkanları, teknik direktörler ve futbolcular, her
zaman kulübe kazandırdıkları başarılar ile hatırlanırlar…
Sayın Faruk Süren dönemi; UEFA ve Lig şampiyonlukları ve
tarihi borçlanma…
Şimdi Sayın Süren’i Galatasaraylılar hangi yönü ile
hatırlayıp değerlendiriyor?..
Ama başarılar tarihi bir süreçtir…
En büyük eksik; başarıyı maddi olanaklara çevirememeleridir.
İşte Sayın Süleyman Seba ve başarıları ile tüm
kazandırdıkları…
Beşiktaş için Seba olarak efsane noktasındadır.
Ve Sayın Azizi Yıldırım, kulübü tarihinin en önemli
yapılanması ve tesisleşmesine götürerek kulübe sınıf
atlattı.
Ama bu Sayın Yıldırım’ın kulüp için nokta yerinde değildir.
Sanırım Sayın Yıldırım’da bunun farkında ki Daum’u geri
getirdi?.
Sanırım Sayın Yıldırım Daum’un farkında ki Aykut Kocamanı
getirdi?..
Aykut Kocaman’ın farkında ki Sportif Direktörlüğe getirdi?..
Kendine gelene kadar sorumlulukları dağıtarak ciddi zaman
kazanacaktır. Tıpkı Bülent Korkmaz’ın Sayın Polat tarafından
göreve getirilmesi gibi…
İstikrar, sadece başarı kazanmış antrenöre bağlı değildir,
antrenör ile beraber takım donanımlarına bağlıdır, donanım
kalitedir…
Dede’nin başlangıç ve bitiş noktası budur ki bunu sadece ve
tek başına Dede sağlayamazdı…
Sayın Yıldırım Daum’u getirmekle hedef küçülttüğünü belli
etmektedir.
Bunun sebebi kaygılarıdır, korkularıdır…kaybetme ve
başarısızlık üzerine…
» Müslüm
Kemal Gülhan Anasayfa
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of
|