|
Tehlikeli
Silah !
07.01.2006
Çok uzun yıllardan beri, ister sporda, ister siyasette, ister
sanatta olsun, neredeyse her türlü toplumsal olguda Türk toplumunun
üzerine çevrili ve toplumu sürekli tarayan üç silah bulunmakta.
Bunlar milliyetçi ve dini duyguları sömürmek ile Atatürkçülük
üzerinden prim yapmak.
Ne yazık ki heyecanlı ve çabuk galeyana gelen Türk toplumu
sıklıkla bu tuzağa düşmekte.
Çok yakın zamanda İsviçre maçlarında bunun en güzel örneğini
yaşayarak gördük.
Bunun sonucunda da bizi tuzlu bir fatura bekliyor.
Kısaca hatırlarsak, İsviçre'de ki ilk maçta Fatih Terim, Davut
Dişli ve göz yuman federasyon ile medyanın büyük bir bölümü
futbol olarak ezilerek aldığımız yenilgi sonrası "Bize
(Türklere) yapılanlar" başlığı ile sistematik şekilde
milli duyguları ön plana çıkartarak olayı kızıştırmışlar ve
yapılması ne gerekiyorsa! Yapıldığını da açık şekilde ifade
etmişlerdir. Bu işin sonucunda bize gelecek ceza ise kurulan
bu cümlenin "yapılması ne gerekiyorsa" yerine "sportif
olarak yapılması ne gerekiyorsa" şekline dönüşmesi gerektiğini
gösterecek.
Milli maçların gelişen bu olayları soğumadan Galatasaray Camiası'nın
en önemli isimlerinden İnan Kıraç Atatürk Galatasaraylı idi
savı ile ortaya çıktı.
Hepimiz biliyoruz uzun yıllardan beri Fenerbahçelilerin iddiası
Atatürk'ün kendi kulüplerini tutuyor olduğudur. Fenerbahçe
bu iş başlatmakla kesinlikle yanlış yapmıştır.
Ardından Beşiktaş'ta bu topa girmiş ve Atatürk'ün Beşiktaşlı
olduğunu iddia etmeye başlamıştır.
Hatta İnönü Stadı'nda Atatürk resmi altında en büyük Beşiktaşlı
yazmaktadır.
Koyu ancak olaylara her zaman objektif bakan bir Galatasaraylı,
ayrıca milli, dini ve Atatürk sevgisi duygularının sömürülmesine
her zaman şiddetle karşı çıkan biri olarak bu iki kulüp bunu
temcit pilavı gibi öne sürdükçe Galatasaray'ın bu topa girmemesi
beni açıkçası mutlu ediyordu.
Fakat ne yazık ki duayen sayılan bir kişi tarafından ortaya
atılan bu yeni iddia ile Galatasaray'da bu topa girmiş oldu.
Uzun yıllardan beri keskin çizgilerle hatları belli olan kutuplaşmalar
bu ülkenin başına hep dert oldu.
Siyasetteki inanılmaz boyutta ki kutuplaşmanın tabi ki sporda
da olmaması beklenemezdi. Özellikle üç büyük dediğimiz Beşiktaş,
Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki kutuplaşmanın Türk sporuna
ve dolayısıyla futboluna verdiği zarar ortadadır.
Bu kutuplaşmanın içine Türk ulusunun en önemli kişiliğini
çekmek ayıptır, yazıktır.
Bırakın bari o insan yaşadığı dönemde kendisinin de sıklıkla
dile getirdiği gibi tüm ulusun Atatürk'ü olarak kalsın. Atatürk
bu üç kulüpten birini tutsa ne olur tutmasa ne olur, ki hiçbir
zaman kendisi bunu söylememiştir.
Bu üç kulübümüze ve statlara Atatürk adını vererek prim yapmaya
çalışan Türk spor organizasyonlarına ve kendini spor camiasının
içinde gören herkese Atatürk'ün şu sözünü hatırlatmak istiyorum,"Ben
sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim."
Bir insanın zeki ve çevik olması elbette ki onun zekası, yeteneği
ve çalışması ile doğru orantılıdır.
Ama bir insanın ahlakı tamamen o insanın karakteri ile ilgili
bir sorundur.
Ahlak zeki ve çevik olmasa da her insanda bulunması gereken
bir olgudur.
İşte ben tüm spor camiasında ki insanlara diyorum ki, Atatürk
üzerinden prim yapmaya çalışacağınıza Atatürk'ün bu sözünü
ve özellikle de "ahlak" ile ilgili bölümünü kendinize
ilke edinin.
İnanın yaşasaydı o zaman Atatürk hepinizi tutar, hepinizi
kucaklardı.
Ancak ahlaksızlığın at koşturduğu spor camiasında bu insanların
Atatürk'ün adını kendilerine alet etmeye hakkı yoktur bu Türk
ulusuna da açık bir hakarettir.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün
Birgün Gazetesi ve hurserTekinoktay.com
için yazdığı yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün yazıları
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of |