2007-2008 Futbol Sezonunda
Üç Büyükler . . .
28.07.2007
Hüseyin Özkök
2007-2008 Futbol Sezonunda Üç Büyükler
Turkcell Süper Lig'de bu ligin lokomotifi konumundaki İstanbul'un
büyükleri transfer piyasasında oldukça hareketli haftalar
geçirdiler.
Her üç takım da kağıt üzerinde kadrolarını
iyi futbolcularla güçlendirmiş olarak görünüyorlar. Ama bunların
hepsi kağıt üzerinde her şey sonuçta sahada belli olacak.
Galatasaray Lincoln'ü tranfer ederek uzun yıllardan beri sıkıntısını
çektiği "oyun kurucu" eksikliğini giderdi.
Lincoln Galatasaray'a büyük katkı yapacaktır ki bu oyuncunun
yapacağı en ufak katkı bile son yıllarda böyle bir oyuncusu
olmadığından her şekilde artı değer olarak istatistiklere
geçecektir.
Diğer transferlerin ise takıma uyumu iyi transferler olup
olmadıklarını gösterecek.
Volkan Yaman sol tarafı aksak şekilde çalışan Galatasaray
için bence kazanç çünkü onun getireceği dinamizm eskisinden
çok daha iyi olacaktır. Defansın sağ
tarafında ise Galatasaray tam anlamı ile işte tam bir sağ
kanat oyucusu denebilecek bir futbolcu almadı.
Teknik direktör Feldkamp elindeki futbolculardan birini buraya
monte edecek gibi görünüyor. Gönderilen futbolculara baktığımızda
ise yapılan seçimlerin makul olduğunu görmekteyiz.
Necati Galatasaray’da kendi sonunu kendi hazırladı. Kendine
olan aşırı güveni sonunda bu takımdan gitmesine mal oldu.
Cihan ve Orhan zaten Galatasaray’a nasıl alındılar zamanında
asıl onu sorgulamak gerek. Hasan Kabze ise arada kritik goller
atmış olmasına rağmen bence büyük takım oyuncusu olamadı.
Özellikle topu durdurma, çalım gibi topla olan problemlerini
çözüp kendini geliştiremedi. Gitmesi benim açımdan hiç sürpriz
değil.
Galatasaray’da tüm bu yapılan transferler ve gönderme kararlarından
sonra kağıt üzerinde şu an her şey iyi gözüküyor.
Feldkamp'ın gelmesi ise başka bir artı. Gerets'in ardından
Türkiye'yi ve takımı hiç tanımayan bir teknik adam gelseydi
süreç çok daha uzun olabilirdi.
Adnan Polat'ta zaten bu süreci en aza indirmek adına Feldkamp
ile sezon bitmeden 2 ay önce anlaştı. Galatasaray'da tek kayıp
Mondragon olarak adlandırılabilir ama bu futbolcu elbet bir
gün ayrılacaktı.
Takım hazır değişikliğe uğramışken bunun da olması ilerisi
için bir avantaj diye düşünüyorum, artık Türk kaleciler büyük
takımların kalelerini devralmalılar.
Yabancı kaleciler çok iyi olmadığı sürece kontenjan işgalinden
başka bir şey olamıyorlar.
Fenerbahçe bir bomba patlatarak çok yüksek kariyerli bir futbolcuyu
yani Roberto Carlos'u kadrosuna kattı. Fenerbahçe'nin sol
kanadı aslında sağ kanadından daima daha iyi çalışan bir kanattı.
Ümit ve Tuncay bu kanadı çok verimli kullanıyorlardı.
Roberto Carlos, Wederson ile Fenerbahçe bir yerde sol adalesini
biraz daha güçlendirmiş oldu.
Ama sağ taraf yine gelişmemiş adale olarak kaldı kanımca.
Bu da Fenerbahçe için bir handikap teşkil edebilir. Roberto
Carlos'un Türkiye'de olması güzel.
Ben her şeyden önce Roberto Carlos'un tüm Türk meslektaşlarına
tecrübesi ile katkı sağlayacağını düşünüyorum. Futbol olarak
katkısı ise tamamen takım ile uyum sağlamasıyla doğru orantılı
olacaktır.
Ayrıca Fenerbahçe'nin hücumda hala tam anlamı ile bir "striker"
oyuncusu yok bu da özellikle Avrupa maçlarında önemli bir
eksik. Appiah’ın takımdan ayrılması gerçekleşirse orta saha
da bir zafiyet baş gösterecektir.
Fenerbahçe’nin elindeki Kemal ve Selçuk gibi oyuncular olsa
da yine de bu futbolcuların sakatlık handikaplarını unutmamak
ve orta sahayı yeni bir oyuncu ile takviye etmek gerekiyor.
Bu yıl alınan oyunculardan Colin Kazım hakkında ise hiçbirimizin
çok fazla fikri yok. Milli Takım’a gelmesi ile birlikte bir
anda adı duyulan Kazım’ın Fenerbahçe’deki kaderini sezon içi
maçlar belirleyecek.
Beşiktaş ise Türkiye'de futbolu pek izlenmemiş futblcular
transfer etti. Tello (Teyo) oldukça iyi bir futbolcu gibi
gözüküyor.
Cisse'yi ise pek tanıdığımız söylenemez.
Ama bezen de hiç tanınmadık futbolcular çok büyük işler başarabilirler,
tanınmışlar ise kaçarcasına gidebilirler. Bunların örneklerini
sıklıkla yaşadık.
Rüştü kesinlikle Beşiktaş için bir güven unsuru, onun gibi
bir kaleci geliyorum derse alınır, ki Türk futbolunun en efendi
sporcularından biri ve bir numaralı kalecisi.
Mehmet Yozgatlı ise Galatasaray ve Fenerbahçe'de nasıl ise
Beşiktaş'ta da aynen devam eder. Kapasitesi ölçüsünde yarar
sağlar, bu da sürekli bir katkı olmayacak anlamına gelir.
Beşiktaş yeni bir yabancı arayışı içinde. Ancak piyasada da
şu anda alınacak yabancı da pek görünmüyor. Almış olmak için
yeni bir yabancı getirmek Beşiktaş’a zarar verir ve ülke kaynakları
yine heba edilmiş olur.
Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam kendini Anadolu'da gösterdi
ve İstanbul’a öyle geldi.
Onda tek sorun üzerindeki baskı olacak. Türk teknik direktörlerin
üzerindeki üç büyük takım baskısı Demokles'in Kılıcı gibi
üzerinde sallanacak.
Yönetim ve kendisi bu baskı karşısında pes etmezler ise Sağlam
2-3 yıl içinde büyük bir takım yaratabilir.
Taraftarların da bu baskının dozunu iyi ayarlayıp basına baskı
malzemesi vermemesi gerekiyor.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün
Birgün Gazetesi ve hurserTekinoktay.com
için yazdığı yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün yazıları
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of
|